Biliyorsunuz normal doğumun olamayacağı durumlarda sezaryen doğum tercih edilir. Böylece kötü bir normal doğumda olabilecek anne ve bebek sağlığı açısından sakıncalı sonuçlardan kaçınmış oluruz. Günümüzde doğum esnasında olabilecek sorunlara erken tanı koyabilmek için birçok yöntem var. Böylece sezaryen kararı vermeden önce doktorların önünde işe yarar bilgiler toplanmış olur. Bu yöntemler doktorların doğum izlemi sırasında riskli durumlar hakkında karar vermesini kolaylaştırır. Bu izlem yöntemlerini kullanarak doktorlar doğumda ciddi bir sorun olmaması için giderek fazla bir oranda sezaryen kararı vermekte. Bunun yanında son yıllarda ailelerin ve doktorların doğumda olabilecek sorunlara karşı hoşgörüsü çok azalmış durumda.
Dünyada ortalama sezaryen oranı yani tüm doğumlar içindeki sezaryen doğum yüzdesi 15 civarındadır. Bu oran bazı ülkelerde daha az bazılarında ise oldukça yüksektir. Türkiye de bu oranın yüksek olduğu ülkeler sınıfında. Ülkemizde kesin bir istatistik bilgisi olmasa da bazı halk sağlığı araştırmalarında sezaryen oranı yaklaşık %40 bulunmuştur. Bu oranın yüksek olması hem annelerin sağlıklarını kötü etkilemekte hem de ciddi bir halk sağlığı sorunu yaratmakta. Sezaryen doğum sonrası narkozun yarattığı sorunlar daha sık görüldüğü gibi doğum sonrası iyileşme süresinde uzama, yara yerinde iltihap, nedeni belirsiz ağrılar ve uzun süreli hareket kısıtlılığı gibi istenmeyen sonuçlar görülür. Bu nedenle hem doktorlar hem de aile tarafından sezaryen doğumdan olabildiği kadar kaçınmak gereklidir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz sorunların yanında belki de pek düşünülmeyen ciddi bir başka sorun da sezaryenden sonraki doğumlardır. Genel olarak sezaryenden sonraki doğumun yine sezaryen ile olması gereklidir. Bu ayrıca başka bir sorunu da doğurur; bir kadın sadece üç kez sezaryen olabilir. Böyle olunca doğum sonrasında çocuğunu kaybeden veya üçten fazla çocuk isteyen ailelerin önüne bir engel çıkmış olur.
Sezaryen oranının yüksek olması sadece sağlık açısından değil, ayrıca sağlık sigortası şirketleri açısından da kişi başına düşen maliyetleri artırması nedeniyle sorun yaratır. Bütün bu bahsettiğimiz sorunlar sezaryen doğum sonrasında normal doğum olabilseydi oldukça azalacaktı. Bu durum gerçekten tıbben olanaksız mı?
Ciddi tıbbi kaynakları incelersek sezaryen sonrası normal doğumun olabileceğini, hatta dünyanın birçok ülkesinde giderek daha yaygın olarak uygulandığını görürüz. Sezaryen sırasında rahim üzerinde yapılan ve daha sonra iyileşen kesi normal doğum sancılarına, yani rahmin kasılmalarına saatlerce dayanabilmekte. Bununla birlikte sezaryen doğum sonrası normal doğum basit bir iş değil ve gerçekte bu olayın birçok riski de var. Bazen işler yolunda gitmeyebilir ve kesi yeri doğum sancıları sırasında yırtılarak ciddi sorunlar yaratabilir. Bu durumda anne karnındaki bebek ölebilir ve annenin yaşamı tehlikeye girebilir. Bu yüzden sezaryen sonrası normal doğum kararı çok dikkatli bir biçimde verilmelidir.
Sezaryen sonrası normal doğum olması için bütün dünyada kabul edilen bazı kriterleri aşağıda göreceksiniz.
1. Annenin kemik yapısında darlık olmamalı, bebeğin duruş biçimi ve büyüklüğü normal olmalı.
2. Sürekli olarak bebek kalp atışı izlemi yapılmalıdır hatta bunun için rahmin içine yerleştirilen özel aletler kullanılmalıdır. Rahim üzerindeki kesi yerindeki yırtık olması durumunda ilk belirti bebek kalp atışındaki değişiklikler olacaktır.
3. Annenin doğum için başvurduğu hastanenin, acil bir durumda sezaryen yaparak bebeği en fazla 15 dakika içinde doğurtabilmesi gerekir.
4. Hastanede acil durumlarda kullanılmak üzere annenin kan grubuyla aynı en az 15 ünite kan bulundurulması gerekir. Doğum sancıları sırasında rahim üzerinde eski kesi yerinin yırtılması durumunda anneye hızlı bir biçimde kan verilmesi gerekebilir. Bu hem annenin hem de bebeğin yaşamlarını kurtaracaktır.
5. Annenin daha önceki sezaryen doğumunun üzerinden en az 5 yıl geçmiş olması gereklidir.
Gördüğünüz bu kurallara uyulursa sezaryen sonrası normal doğum olabildiği kadar sakıncasız bir biçimde başarılabilir. Ne yazık ki bu koşullara uygunluk doğum kabul eden her hastanede bulunmuyor. Türkiye koşullarında birçok üniversite hastanesinde bile bu gereklilikler karşılanmıyor. Bu durumda bir çok hastane bu konularda yetersiz olduğundan genel olarak sezaryen sonrasında normal doğum olması sakıncalı diyebiliriz.
Aslında bu koşulların yaratılması çok zor değil, doğum yaptırılan her sağlık kuruluşunda yukarıdaki önlemler yaklaşık olarak alınmalı. Yani her hastanede doğum sırasında olabilecek riskli durumlarla baş edebilmek için bu koşullar sağlanmış olmalı. Türkiye’de son zamanlarda yavaş da olsa teknik yeterlilik açısından hem devlet hem de özel hastanelerde ilerlemeler söz konusu. Bunun yanında sezaryen sonrası normal doğum yapmak konusunda istekli doktorlar ve ailelerin de artmasıyla bu konu ileride daha sık konuşuluyor olaca
KRONİK PELVİK AĞRI
Kadınlarda kronik pelvik ağrı altı ay veya daha fazla bir süre boyunca devam eden göbek altında ve kalça arasında kalan alan pelvik bölgede meydana gelen ağrı anlamına gelir. Hastaya ağrıyan yer sorulduğunda hasta ağrıyı tek bir noktada tarif etmek yerine tüm pelvis alanı üzerinde elini gezdirir. Kronik pelvik ağrı başka bir hastalığın belirtisi olabilir, ya da kendi başına bir durum olarak da tanımlanabilir.
Kronik pelvik ağrının nedenini bulmak genellikle zordur. Birçok kadında olduğu gibi, sizdeki pelvik ağrıyı da açıklayan spesifik bir tanı konamayabilir. Ama bu durum, ağrınızın gerçek olmadığı ve tedavi edilebilir olmadığı anlamına gelmez. Hastadaki kronik pelvik ağrının kaynağı bulunursa, tedaviye o neden üzerinden devam edilir. Eğer hiçbir neden bulunamaz ise, uygulanacak tedavi kronik pelvik ağrının yönetilmesine odaklanmalıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
BELİRTİLERİ
Kronik pelvik ağrı çok farklı özelliklerde görülmektedirler. Belirti vebulgular arasında şunlar vardır:
•Şiddetli ve sürekli ağrı
• Gelip giden (aralıklı) ağrı,
• Katı ve donuk ağrı,
• Keskin ağrılar veya kramp,
• Pelvisten gelen basınç veya ağırlık.
Buna ek olarak aşağıdaki durumlarla karşılaşabilirsiniz:
• İlişki sırasında ağrı,
• Bağırsak hareketleri sırasında ağrı,
• Otururken ağrı.
Rahatsızlığınız uzun süre ayakta kaldığınızda şiddetlenebilir ancak yattığınızda veya oturduğunuzda büyük ihtimalle rahatlarsınız. Ağrı hafif yada rahatsız edici olabilir; türleri de o kadar şiddetli olabilir ki, uyuyamaz ve egzersiz yapamazsınız.
NE ZAMAN BİR DOKTORA GÖRÜNMELİ?
Herhangi bir kronik ağrı sorununda ne zaman doktora gidilmesi gerektiğini bilmek zor olabilmektedir. Eğer pelvik ağrı ile ilgili belirtileriniz kötüleşiyor ve günlük yaşamınızı bozacak hale geliyorsa doktorunuzdan bir randevu almanız gerekir.
NEDENLERİ
Çeşitli jinekolojik problemler kronik pelvik ağrının kaynağı olabilir. Ancak, diğer hastalıklar gibi irritabl barsak sendromu ve interstisyel sistit gibi rahatsızlıklar da pelvik ağrıya neden olabilir. Buna ek olarak, psikolojik faktörler de ağrıya katkıda bulunabilir.
Kronik pelvik ağrının nedenlerinden bazıları şunlar:
• Endometriozis. Bu durum rahim astar dokusunun rahim dışında gelişmesi ile oluşur. Bu doku birikintileri rahim astarının yaptığı gibi, adet döngüsüne yanıt verir (kalınlaşma, kırılma, her ay kanama ve hormon düzeylerinde yükselme-düşme gibi). rahim dışında oluyor; çünkü, kan ve doku vajina yoluyla vücudunuza çıkamaz. Bu birikintiler karında kalır, ağrıyan kistlere ve skar dokusunda fibröz bantlarına (yapışıklıklar) yol açabilir.
TESTLER VE TEŞHİS
Kronik pelvik ağrının kökünde ne olduğunu öğrenebilmek bir dizi eleme sürecini içerir; çünkü çok sayıda hastalık sebebiyet verebilir. Ağrınız ile ilgili bilgileri detaylandırmak için, doktorunuz kişisel sağlık geçmişiniz ve ailevi öykünüz hakkında detaylı bir görüşme yapacaktır sizinle. Doktorunuzun önerisi doğrultusunda aşağıdaki olası testler istenebilir:
• Pelvik muayene. Bu muayene enfeksiyon belirtilerini, anormal büyümeleri veya gergin pelvik taban kaslarını ortaya çıkarabilir. Doktorunuz duyusal değişiklik gösteren hassas alanları kontrol eder. Eğer muayene sırasında özellikle de daha önce yaşadığınız ağrılara benzer herhangi bir ağrı hissederseniz bunu doktorunuza bildirin.
• Kültürler. Serviks veya vajinadan alınan hücre örneklerinin laboratuar analizleri klamidya ve gonore gibi enfeksiyonların tespitinde kullanılabilir.
• Ultrason. Bu test vücudunuzun içindeki hassas yapıların görüntülerini üretmek için yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanır.
• Diğer görüntüleme testleri. Doktorunuz karnınızdaki anormal yapı ve büyümelerin algılanmasına yardımcı olmak için röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) testlerini önerebilir.
• Laparoskopi. Laparoskopi sırasında doktorunuz karın bölgenizden açılan küçük bir kesiden küçük bir kamera (laparoskop) ile ince bir tüp içinden görüntü alır. Laparoskop testi doktorunuza pelvik organların görüntülenmesi, pelviste anormal dokular veya enfeksiyon belirtileri varsa bunların görünmesi imkanını tanır. Bu prosedür,endometriozis ve kronik pelvik inflamatuar hastalık saptanmasında özellikle yararlıdır.
Kronik pelvik ağrının altında yatan nedeni bulma uzun bir süreç alabilir ve birçok durumda, net bir açıklama ve teşhise de ulaşılamayabilir. Sabır ve açık iletişim ile daha minimal sorunlu bir sağlık süreci sürdürebilirsiniz.
TEDAVİ VE İLAÇLAR
Doktorunuz pelvik ağrının altta yatan kesin nedenini bulmuşsa, tedaviniz o nedeni ortadan kaldırmaya yönelik olarak devam edecektir. Eğer pelvik ağrının kesin nedeni bulunamazsa, tedavi ağrıları azaltmaya yönelik olarak devam edecektir.
İlaçlar
Altta yatan nedenine bağlı olarak, doktorunuz durumu tedavi etmek için bir dizi ilaç tavsiyesinde bulunabilir:
Terapiler
Doktorunuz kronik pelvik ağrısı için tedavinin bir parçası olarak spesifik bazı terapiler veya prosedürler önerebilir. Bu tedaviler aşağıdaki gibidir:
• Fizik tedavi. Karın bölgenize sıcak ve soğuk uygulamalar, germe egzersizleri, masaj ve diğer gevşeme teknikleri ile kronik pelvik ağrı düzelme gösterebilir. Doktorunuz ayrıca pelvik taban kaslarını güçlendirmek için egzersizler önerebilir. Bir fizyoterapist bu terapiler ve başa çıkma stratejileri ile size yardımcı olabilir.
• Deri yoluyla elektriksel sinir stimülasyonu (TENS). Bu yaklaşım, lokalize veya bölgesel ağrıların düzelmesine yardımcı olabilir. TENS tedavisi sırasında, elektrotlar yakındaki sinir yollarına elektriksel uyarılar gönderirler ve bu şekilde bazı ağrıların kontrol edilmesine yardımcı olur.
• Danışmanlık. Hasta depresyon, cinsel istismar, kişilik bozukluğu, sorunlu bir evlilik ya da bir aile krizi ile iç içe olabilir. Bu nedenle psikolojik, sosyal, ruhsal ve duygusal sorunlar için yardım alma, tedavi planının önemli bir parçası olabilir.
• Tetikleyici nokta enjeksiyonları. Doktorunuz ağrı hissediyorum dediğiniz belirli bir nokta bulursa, olası bir tedavi seçeneği olarak ağrılı noktaya bir enjeksiyonla uyuşturucu ilaç enjekte eder. Bu şekilde, genellikle uzun-süreli etkili lokal anestezik, ağrıları engellemek ve rahatsızlıkları gidermek için kullanılabilir.
Ameliyat
Kronik pelvik ağrının altında yatan sorunu düzeltmek için doktorununuz ameliyat önerebilir.
• Laparoskopik cerrahi. Bazı durumlarda, pelvik yapışıklıklar veya endometrium dokusu laparoskopik ameliyatla alınabilir. Laparoskopik cerrahi sırasında, doktorunuz bir kameranın bağlı olduğu araçlar kullanarak, karında birkaç küçük kesi yoluyla işlemi gerçekleştirir.
• Histerektomi. Son çare olarak, doktorunuz histerektomi önerebilir. Ameliyatla rahimi kaldırma işlemi gerekebilir. Histerektomi ağrının bazı nedenleri için bir seçenek olabilir mecbur kalmadıkça tavsiye edilmez. Eğer ağrılarınız diğer konservatif tedavi yaklaşımları sonrasında gitmediyse ve şiddetli adet ağrısı yaşıyorsanız uygulanabilir.
Sizin için en iyi olan tedaviyi bulmak için tedavi yaklaşımlarının bir kombinasyonunu denemeniz gerekir.
YAŞAM TARZI VE EV İLAÇLARI
Kronik ağrının sinir bozucu bir yönü günlük hayatınız üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilmesidir. Ağrı başladığında, uykusuzluk, doğru dürüst egzersiz veya fiziksel görevleri yapamama gibi problemleri yaşayabilirsiniz. Eğer depresif bir durumda iseniz ve ağrı enerjinizi yitirmişse, sosyal faaliyetlerden bile çekilebilirsiniz.
Aşağıdaki kişisel bakım önlemleri ağrıları rahatlatmak için yardımcı olabilir:
• Ağrı kesici deneyebilirsiniz. Aspirin, ibuprofen veya asetaminofen etken maddeli ağrı kesiciler geçici bir süreliğine rahatlama sağlayabilir.
• Duygusal destek isteyin. Kronik ağrı benlik saygısı ve diğer insanlarla ilişkileri etkileyen bazı yoğun, olumsuz duyguları tetikleyebilir. Duygu ve problemlerinizi kendinize, destekleyici aile üyelerine, arkadaşlarınıza ve doktorunuza açıklamaktan çekinmeyiniz. Duygularınız hakkında konuşmak, duygusal sağlık kazanma yönünden attığınız ilk adımlar olacaktır.
• Stres yönetim stratejileri öğrenin. Bazı durumlar üzerinde çok endişeli veya stresli olmak kronik ağrıları şiddetlendirebilir. Etkili stres yönetim teknikleri yalnızca sizin stres seviyenizi azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda stresle tetiklenen ağrıların da hafifletilmesine dolaylı olarak katkıda bulunacaktır. Egzersiz, , meditasyon veya basit derin nefes çalışmaları gibi, rahatlama ve stres azaltma tekniklerini kullanmaya çalışın. Dini ibadetleri yapmak da manevi rahatlama sağlayarak stres ve endişelerinizi azaltmada yardımcı olacaktır.
ALTERNATİF TIP
Alternatif tedavilerin çeşitli türleri ağrıları azaltmada etkin bir fayda sağlayabilir. Ancak uyguladığınız bu tedavilerin güvenilir olup olmadığı konusunda önce doktorunuza danışmanız gerekebilir.
Tıbbi geçmişiniz, hayat tarzınız ve test sonuçlarınıza bağlı olarak, doktorunuz bu alternatif tedavilerin ağrılarınıza fayda sağlayıp sağlamayacağını söyleyecektir.
• Akupunktur. Bir uygulayıcı akupunktur tedavisi sırasında cildinizin hassas noktalarına, küçük iğneler sokar. Akapunkturun ağrı kesici özelliği vücudunuzun doğal ağrı kesici özelliği olan endorfinsalınmasından kaynaklanır. Ancak bu sadece akupunkturun nasıl çalıştığıyla ilgili birçok teoriden biridir. Eğer düşük kan sayımınız varsa ve kan inceltici ilaçlar kullanıyorsanız Akupunktur sizin için güvenli olmayabilir.